Meclis Başkanı Şentop gündemi değerlendirdi.
Meclis Başkanı Mustafa Şentop, oy verme gününün Cumhurbaşkanı’nın seçimlerin yenilenmesi kararından 60 gün sonra mı yoksa 90 gün sonra mı olacağı tartışmasına ilişkin, “Süre, Milletvekili Seçimi Kanunu’na göre 90, Mevzuata göre 60 gündür. Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu.Burada bir kural ihtilafı vardır.Kanunlar ihtilafı olduğunda bunun çözümü için üç temel ilke vardır.Biri gelecek kanunun önceki kanunu yürürlükten kaldırmasıdır.Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu Bundan sonraki yasa, dolayısıyla bu yasaya göre hareket etmek ve hareket etmek gerekiyor. Bu, hukukçuların tartışacağı teknik bir konu. Özel bir şey yok.” dedim.
Şentop, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Yurt dışı gezileriyle ilgili eleştirilerin hatırlatıldığı hatırlatılan Şentop, yaptığı ziyaretlerin hükümetin ve yürütmenin diplomatik çalışmalarına zemin oluşturduğunu belirtti. Parlamenter diplomasinin değerini anlatan Şentop, “Yaptığımız resmi ziyaretler Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni temsilen yapılıyor. Yurtdışına gitmeyenlerin, turistik gezi yapanların bunu anlaması pek mümkün değil. kişisel değil, resmi seyahatler.” dedi.
Seçim tarihiyle ilgili tartışmalara değinen Şentop, hac mevsimi ve okul tatillerinin söz konusu olduğunu belirterek, seçim tarihinde “makul bir düzenleme” yapılabileceğini söyledi.
Seçimlerin yenilenmesi kararının Cumhurbaşkanı veya Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından alınabileceğini kaydeden Şentop, “Bu karar Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından alınırsa, Meclis de seçim tarihini belirleyebilir. ancak Cumhurbaşkanı bu kararı aldığında, Cumhurbaşkanının bu kararı açıkladığı tarihten itibaren 60 gün geçtikten sonraki ilk Pazar günü seçim yapılır. Kendisi belirleyebilir. Aksi takdirde aynı süre kendisi için de geçerli olur.” dedim.
Şentop, Cumhurbaşkanı’nın seçimlerin yenilenmesine karar vermesi durumunda oy verme gününün 60 gün mü yoksa 90 gün sonra mı olacağı tartışmasını da sözlerine ekleyerek, şunları kaydetti:
“Süre, Milletvekili Seçimi Kanunu’na göre 90 gün, Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu’na göre 60 gündür. Burada bir kural ihtilafı vardır. Kanunda bir kural ihtilafı olduğunda analiz yapmak için üç temel ilke vardır. sonraki kanun önceki kanunu yürürlükten kaldırır.Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu sonraki kanun olduğu için bu kanuna göre hareket ve hareket etmek gerekir.Bu konuda hukukçuların görüşeceği teknik bir konu yoktur.olmayabilir. -avukatlar iki farklı şey gibi görünebilir ama hukukta bunun bir analizi var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylık tartışması
Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014 yılında Cumhurbaşkanı seçildiğini ve buna izin veren Anayasa’nın 101. maddesinin Nisan 2018’de yürürlükten kaldırıldığını hatırlattı.
Mülga maddeye göre Erdoğan’ın bir kez seçildiğini kaydeden Şentop, şöyle devam etti:
“Nisan 2018’de yeni bir madde yürürlüğe girdi. O madde ‘İki kez seçilebilir’ diyor. O maddeye göre bir kez seçilmiş, iki kez seçilmeyi yeniden yasalaştırmış, iki kez seçilme hakkını tanımış, meclis seçimlerin yenilenmesine karar verirse ikinci dönemde seçilmesi halinde tekrar aday olabiliyor. , bunda bir tereddüt yok bunda bir tereddüt yok arkadaşlar sadece iki maddeye yan yana bakmak yanlış ama bunun arkasında işleyen bir sistem var bu nedir bu bir kanun var gerçi bu kanun aynı karardır, bu kararı tekrar uygular ve herkese iki kez seçilme hakkı verir.Kanunda yazan kelimenin kendisi değil, o kelimenin hukuk tekniklerine göre yorumlanması, hukuk devletidir, bu normdur.”
Muhalefetin 6 Nisan’dan sonra seçime olumsuz baktığı ifade edilerek, “Meclis Başkanı olarak Cumhurbaşkanı dışında seçimlerin yenilenmesi kararını Meclis’in alması konusunda bir tür uzlaşı olur mu? ” Soru üzerine Şentop, “Taraflar açıkça ve net bir şekilde tutumlarını ortaya koydukları için burada uzlaşma aramaya gerek yok. Böyle bir durumda Meclis’in veya Cumhurbaşkanı’nın aldığı karar arasında bir fark yok. Yani sonucun prestijiyle bunda ısrar etmenin bir faydası yok” diye konuştu. 6 Nisan öncesi ve sonrası seçim yasasında yapılan değişiklikler söz konusu. Bu tamamen siyasi bir karardır diyemeyiz.” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Şentop, “Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar verdiğinde Meclis nasıl çalışacak? Burada ‘iptal’ kelimesi gerçek bir terim mi?” sorusuna, “Yok yanlış. Bizim için meclisin devamlılığı esastır, dolayısıyla yeni meclis seçilip göreve başlayana kadar meclis devam eder. Seçim sonuçları kesinleşene kadar meclisin devamı bir muammadır.” Seçime 1-2 ay kala Meclis çalışmalarına ara verilebileceği tahmin ediliyor, o başka bir şey ama gerekti, önemli bir konu var, toplanması gerekiyor, meclis toplanıyor ve diyelim. karar alabilir. Bu vesileyle Meclis’in faaliyetlerini durdurması söz konusu değil.” dedim.
Başörtüsü için anayasal güvence önerisi
Şentop, başörtüsü için anayasal güvence önerisine de değinerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Uzun bir süreç oldu, 28 Şubat’ta yeniden başladı. Ben bu mağduriyeti yakın ailemde yaşayan biriyim. İki ablam ve kuzenlerim son sınıfta bu nedenle okulu bırakmak zorunda kaldılar, onlar okullarından atıldı.Ancak 2012 yılından itibaren bu sorun toplumsal mutabakatla çözüldü.Türkiye bu konuda yeni bir anlayış düzeyine ulaştı.Siyaset de bu konuda mutabakata vardı ve o zamandan beri herhangi bir uzlaşma sağlanamadı. Okullarda ya da toplum içinde başörtüsü sorunu… Ara sıra münferit olaylar yaşanıyor, ‘Bu konuda yasal düzenleme yapılmalı’ Dediler, kanun çıkarsın diye önerdiler. Sonra konu tekrar tartışıldı, ‘Jenerik bir düzenleme yapmak gerekli mi?’ ama sorunun kalıcı olarak çözülmesi gerektiği konusunda tüm siyasi partiler ve toplum kesimleri arasında görüş birliği var.Konu da az çok anlaşılmış ve üzerinde anlaşmaya varılmıştır.Daha önce kanunla yapılan ama daha sakıncalı olan nokta, hayır olmamasıdır. hürriyet veya hürriyet kanunla veriliyor” diyenler, “Bunun kalıcı bir tahlilinden bahsediyorsak o zaman bir anayasa değişikliği ile yapılmalıdır. Açıklamaları dikkate alırsak, bunun genel olarak memnuniyetle karşılandığını görüyorum. Şahsen 400’ün üzerinde oyla Meclis’ten geçebileceğini düşünüyorum.”
Şentop, 360 ile 400 arasında oy çıkması halinde teklifin halkoyuna sunulması gerektiğini belirterek, seçim takviminin daraldığı için milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ile halk oylamasının birlikte yapılmasının makul olduğunu belirtti.
Başarır ve Türkkan’ın dokunulmazlık dosyaları
Mustafa Şentop, 1798 dokunulmazlık raporunun ortasından CHP Mersin Milletvekili Ali Talenti Başarır ve GÜZEL Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan için hazırlanan dokunulmazlık raporlarının Meclis’e dahil edilmesine ilişkin soruya yanıt olarak şunları söyledi:
“Bu, yönetim kurulu başkanının insiyatifindedir. Komisyonun üçte birinin toplantı gündemiyle ilgili öneri sunma imkanı var. Böyle bir durumda yönetim kurulu başkanının muhtemelen bazı bariz kriterlerle hareket etmesi gerekirdi. Bizimle de görüştüm. arkadaşlar konuştukları konu ‘öngörülen veya tartışılan hataların ortasında’ idi ve hangi kriterlere göre seçildiklerine dair bir değerlendirme yaptıklarını söylediler. Böyle bir kasıt olduğu söylendi çünkü bir şehidin ailesine yani azizlerimize küfür meselesi vardı.Daha önce bir HDP milletvekilinin polise tokat atmasıyla ilgili bir şeyler vardı.Birçok etkili fiil dosyası vardı ama bu gündeme getirildi. farklı bir konu olarak.”
AK Parti’nin anayasa değişiklik teklifi için diğer siyasi partilerden randevu istediği gün, Türkkan’ın dosyalarının görüşülmesine ilişkin olarak Şentop, “Sırf bu anayasa değişiklik toplantısını sabote etmek için yapılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bu bir düşünce meselesi değil.” ifadesini kullandı.
“50+1 ile seçilecek ama söylediği gibi olmayacak”
Meclis Başkanı Şentop, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı imza yetkisini altı masa lideriyle paylaşacak” dedi. “Davutoğlu’nun açıklaması nasıl yorumlanmalı? Mevcut anayasal koşullarda böyle bir yönetim mümkün mü?” sorusuna şu şekilde cevap verdi:
“Bütün yürütme görev ve yetkileri cumhurbaşkanında toplanmıştır. Bu nedenle kimsenin bu konuda ‘biz de yetkiliyiz’ demesi mümkün değildir. Anayasada ve mevzuatta anayasaya bağlı olarak bir devlet yapılanması oluşturulmuştur. Bunun anlamı, “Bunun hiçbir hukuki değeri ve anlamı yoktur. Ayrıca uygulanabilirliği sorunu da ayrı bir sorundur. Cumhurbaşkanı yüzde 50+1 ile halk tarafından seçilecek ama bu cumhurbaşkanının dediği olmayacak, onun dışında bir heyet ne derse o olacak. Bu şekilde bir devlet yönetimi söz konusu olamaz.” Bu bırakın başkanlık sistemini, parlamenter sistemde bile olmayacak bir konu. Hukuki değil, uygulaması yok.”
Şentop, HDP’nin kapatma davasının seçim sonrasına ertelenmesi talebini Anayasa Mahkemesi’nin kendi işleyiş ve süreci gereğince karara bağlayacağını belirterek, kendisinin bir açıklama yapmasının doğru olmayacağını söyledi. Meclis Başkanı olarak bu konuyu yorumlayın.
İsveç’in başkentinde terör örgütü PKK/YPG yandaşlarının kışkırtmaları üzerine İsveç Meclis Başkanı Andreas Norlen’in yarın Türkiye ziyaretini iptal ettiğini hatırlatan Şentop, ‘Afiş açıp böyle eylem yapsalar tepkiniz ne olur?’ Ona sordum. “Anlıyorum, anlıyorum” dedi. Haklı olmakla ilgili herhangi bir itirazı yoktur. Bunun çok çirkin ve iğrenç bir davranış olduğunu ancak bizim beklentilerimizin, somut beklentilerimizin, bunlar gerçekleşmedikçe Türkiye’nin bu konuda adım atmasının mümkün olmadığını belirtti. koruyacaktır.” dedi.